2. Dünya Savaşı kanlı bir savaş olmasının yanı sıra büyük de bir istihbarat savaşıydı. Kim ne kadar karşı taraf hakkında bilgi edinirse o derece öne geçiyordu. Naziler daha sonraları kaybedecek olsalar da ellerinde Enigma gibi büyük bir avantajı tutuyorlardı. İstihbarat kadar aldatmacaların da önemli olduğu bu savaşta düşmanı kandırmak kazanmanın farklı bir yoluydu. Bizde bu yazımızda sadece akıllarını kullanarak bir savaşa yön veren Hayalet Ordu’nun zeka dolu hikayesine yakından bakıyoruz. Hazırsanız başlayalım…
Hayalet Ordu’nun Hikayesi
Sahte ordu fikrinin çıkışı
Savaşın başlarında benzer bir aldatmaca Almanlardan gelmişti. Majino Hattı’nda Almanları bekleyen Fransızlar almanlar tarafından büyük bir oyuna gelmiş ve ne olduğunu bile anlayamamışlardı. Almanlar, Majino Hattı’nı direkt saldırmak yerine etrafından dolaşıp, Hollanda ve Belçika üzerinden Fransa’yı işgal etmişti Ancak müttefiklerin daha da ileri gitmeleri ve başka planlar üreterek Almanları şaşırtmaları gerekiyordu. Fakat ellerindeki asker sayısı belliydi ve durum hiç iç açıcı değildi. General Patton kendisine gelen bir “Hayalet Ordu” fikrini değerlendirmeye aldı ve kullanmaya karar verdi.
Bu fikir ilk başlarda uçuk kaçık olarak karşılansa da 1942’de İngiliz zırhlılarının komutanı, Alman birliklerine karşı cephede boşalan askeri birliklerin yerine sahte tanklar yerleştirerek düşman hattını kandırmayı başarmıştı. İşte bu birim de İngilizlerin bu başarısından ilham alarak 1944 yılında görsel aldatmacalar, ses ve radyo aldatmacaları gerçekleştirmek üzere Amerika’nın önderlik ettiği ve savaştan sonra “Hayalet Ordu” olarak anılacak olan “23. Garnizon Özel Kuvvetleri” isimli özel birlik kuruldu.
1100 kişiden oluşan bu birimin yarısından çoğu silah tutmasını bile bilmiyordu. Hayalet Ordu için özenle seçilen ekipte; sanatçılar, reklamcılar, radyo yayıncıları, ses uzmanları, aktörler, mimarlar ve set tasarımcıları vardı. Aralarında ünlü moda tasarımcısı Bill Brass, ressam ve heykeltıraş Ellsworth Kelly bile vardı. Hatta Hayalet Ordu’nun ortalama IQ’sunun 119 olduğu düşünülüyordu.
Özel ordunun çalışma stratejisi
Adına yakışan bir şekilde bu birlik, çok gizli bir şekilde operasyonlarını yürütüyordu. Örneğin The Meriden Daily Journal’daki 6 Aralık 1945 tarihli bir rapora göre, birlik mensupları tankları, cipleri, kamyonları, topçuları ve uçakları kompresörlerle şişirdikten sonra Nazi hava kâşiflerini aldatabilecek kadar gerçekçi bir şekilde boyuyorlardı. Birim; yüksek sesli kamyonlar, köprü inşaatı sesleri, topçu ateşi sesleri ve hatta çavuşların küfürler savurduğu bir filmden sesler çaldı bununla da kalmayıp sahte komutanlar ve generaller tarafından komuta edilen sahte karargâhlar ve karakollar inşa etti. Onların bu faaliyetleri savaştaki Müttefik devletlerin elini fazlasıyla rahatlatıyordu.
Gerçekçiliği ve aldatmacayı güçlendirmek isteyen sanatçılar, müttefik subayların kılığına girip halk arasında kendi aralarında konuşuyormuş gibi yaparak, etraftakilere birliklerin yeriyle ve sayısıyla ilgili yanlış bilgileri yayıyorlardı. Haliyle Alman casusları da bu sahte istihbaratları Berlin’e bildiriyordu. Bunun yanı sıra “Spoof Radio” adı verdikleri bir planla da gerçek radyo yayıncılarını taklit ederek yine yanlış bilgiler yaydılar, hatta bu şekilde dönemin ünlü Nazi radyo propagandacılarını bile kandırmayı başardılar. Ortada 5 asker varsa çıkan haberler 10 asker olduğunu söylüyordu. Bazen inandırıcılığı arttırmak için ses mühendisleri, devasa hoparlörlerle yaklaşık 25-30 km öteden duyulabilen ve önceden kaydedilmiş askeri tatbikatların seslerini çalıyordu.
Hayalet Ordu iş başında
6 Haziran 1944’te II. Dünya Savaşı’nın dönüm noktası diyebileceğimiz olaylardan birisi yaşandı. Yıllardır Nazi işgalinde olan Fransa, D-Day olarak da adlandırılan Normandiya Çıkarması’nın ardından özgürlüğüne kavuştu. Elbette Normandiya’nın kazanılmasında hayalet ordunun yanıltma taktiğinin faydası da bir hayli büyük oldu.
Normandiya Çıkarmasından önce İskoçya’da konuşlandırılan birliklere çıkarmanın, Nazi işgalinde olan Norveç’e yapılacağı yönünde bilgi verildi. Müttefiklerin bölgeye giden boş gemileri ve sahte şifreli konuşmaları da bu izlenimi güçlendirdi ve Naziler güçlü birliklerini Norveç’e yığdı. Bu sayede müttefiklere Normandiya yolu da açılmış oldu. Ayrıca önemsiz bir köprüye şişme tanklar ve araçlarıyla çıkarma yapan hayalet ordu, Nazi Hava Kuvvetleri’nin dikkatini buraya çekti. Müttefikler de bundan yararlanıp asıl köprüyü ele geçirerek savaşın seyrini değiştirecek büyük bir adım atmış oldu.
Birim Ağustos 1944 yılında. Brittany Operasyonuna katılarak Fransa’ya ait Brest limanı kuşatmasında cephe hattının yakınlarına sahte tank ve ses kamyonları konuşlandırdı. Bu sayede General George Patton komutasında düşmandan kaçan ve Fransa’nın doğusuna ilerleyen 3. Ordu’nun konumu hakkında Almanları yanıltmayı başardılar.
General Patton komutasındaki ordu, Eylül 1944’te Fransa’nın Metz şehrine saldırdı ancak bu esnada Patton’un hatlarında bir boşluk oluştu. Patton’un yardımına bir kez daha Hayalet Ordu yetişti. Boşluğu doldurmak için yeni bir tümen gelene kadar sahte savaş araçlarıyla, tank gümbürtüleriyle ve asker sesleriyle büyük bir aldatmaca kurguladılar. Hatta çavuşların askerlere sigaralarını söndürmeleri için bağırdıkları seslerini bile hoparlörlerden yayınlayarak bu tehlikeli hattı 7 gün boyunca tutmayı başardılar. Hayalet Ordu’nun bu başarılı telsiz aldatmacası, Belçika’nın Bastogne kasabasındaki Bulge Savaş’ı sırasında da Genaral Patton’ın elini rahatlatacaktı.
Hayalet Ordu en büyük sayılabilecek aldatmacasını Mart 1945’te Viersen Operasyonu’nun bir parçası olarak gerçekleştirdi. 9. Ordu, Ren Nehri’ni tehlikeli bir şekilde geçmeye hazırlanırken Hayalet Ordu, Almanların dikkatini dağıtmak ve onları istedikleri gibi yönlendirmek için planlanan iniş noktasının yaklaşık 15 km güneyine konuşlandı. Burada tasarladıkları büyük atmosfer ile, iki tümen ve 40.000 asker büyüklüğündeki bir ordu şekline bürünerek kendini olduğundan katbekat büyük göstermeyi başardılar.
Orduya veda…
Kanlı savaşın sona ermesinin ardından Hayalet Ordu’nun görevi de sona erdi. Bu birlik savaş esnasında fazlaca yalan ve aldatmacaya başvursa da yaptıkları kahramanlıklar bir hayli gerçekti ve yaklaşık 40.000 Amerikan askerinin hayatını kurtardı.
Savaşın bitmesiyle evlerine dönen birim üyeleri reklamcılık, mimari, tasarım, tiyatro, sanat, moda ve radyoculuk alanlarındaki kariyerlerini sürdürdüler. Hayalet Ordu üyelerinin birlikten bahsetmesi kesinlikle yasaktı. Bu sebeple on yıllar boyunca hikâyeleri çok az bilindi. Öyle ki 1996 yılına kadar böyle bir birliğin varlığından bile kimsenin haberi yoktu. Hayalet Ordu’nun hikayesi, özünde günü kazanmak için tüfeklerine değil, hayal güçlerine ve zekalarına güvenen bir grup askerin hikayesidir.
Hayalet Ordu’nun hikayesini derlediğimiz yazımızın sonuna geldik. Hikaye hakkındaki düşüncelerinizi yorum bölümünden bizlerle paylaşmayı unutmayın 🙂