Yedi Uyurlar, Dünya’nın değişik kültürlerinde izlerine rastlanan halkını terk eden bir topluluğun hikâyesidir. Anlatıların ortak yanı ise halkına yüz çeviren ve onları terk eden bir grup olmalarıdır. Bu hikâyelerin en eski örneği Mahabharata destanındadır (17. Kitap olan Mahaprasthanika Parva’da geçmektedir). Semavi dinlerde farklı anlatılar olarak varlığını sürdürse de ana olayın aynı kaldığını araştırmalar neticesinde görmekteyiz. İslâm’da Ashâb-ı Kehf adıyla Kehf Sûresi’nde kıssası zikredilmekte ve İslâm kültüründe önemli bir yer tutmaya devâm etmektedir. Hristiyanlıkta yedi kişi olarak tasvir edilmekte olup bu yüzden Yedi Uyurlar olarak bilinirler. Ovvah ekibi olarak bizde siz değerli okuyucularımıza Ashâb-ı Kehf yada diğer ismiyle Yedi Uyurlar hikayesini derledik. Buyurun başlayalım.
İslâm’da Ashâb-ı Kehf
Gençler, Allah’tan başka ilahlara tapan bir hükümdarın zamanında yaşamakta, halkın çoğunluğu da hükümdarın adeti üzereydi. Bir rivayete göre bu gençlerden altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın müşavere heyetindeydiler. İmparatorun putperest olduğu, putperestliği kabul etmeyen bâzı insanları yakalatıp öldürttüğü ve bir ihbar üzerine saraydaki putperest olmayan gençlerin durumlarını öğrendiği anlatılır. Hükümdar, onları çağırıp tehdit eder, onlarsa inançlarından ayrılmak istemezler. Aksine onu inançlarına davet ederler. Hükümdar, onlara eski hallerine dönmeleri için zaman tanır. Gençler, inançlarını korumak için şehre yakın bir dağa giderler.
Yolda giderken Kefeştetayyuş ismindeki bir çoban ile çobanın Kıtmir isimli köpeği de onlara katılır (Köpeğin ismi bir rivayette Himran olarak geçmektedir). Dağda çobanın gösterdiği bir mağaraya girerler, dua ederek merhamet dilerler. Hükümdar gençleri sorar, kaçtıklarını ve mağaraya sığındıklarını haber alıp adamlarıyla mağaraya gider ama onları bulamaz. Mağaranın ağzını kapattırır. İnanca göre gençler ölmez, yüzyıllar boyunca uyumaya devam ederler. Kehf Sûresi’nde bu süre 309 (hicrî) yıldır.
Bu sürenin sonun ilahi bir sevkle uyandırılırlar. Ne kadar zaman geçtiğini bilmezler, ancak çok az uyuduklarını zannederler. Acıktıkları için bir arkadaşlarını şehre yiyecek getirmesi için göndermeye karar verirler. Bu kişinin adı Yemliha’dır ve onun kılık değiştirerek hâlini kimseye bildirmeden gidip gelmesini söylerler. Yemliha şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulur ve geçen zamanın farkına varır; o zamanın hükümdarının yanına götürülür. İnanca göre bu hükümdar gençlerin dinindendir. Başlarından geçenleri hükümdara anlatır. Daha sonra gidip arkadaşlarına haber verir. Bunun üzerine hepsi tekrar uykuya dalarlar. Halk, onların uyudukları mağaranın girişine bir mescid yapmaya karar verirler.
Hristiyanlık’ta Yedi Uyurlar
Anlatılana göre MS 200’lü yıllarda yedi veya sekiz Hristiyan genç, devrin putperest inançlarına kurban edilmekten korkarak yaşadıkları yerin yakınlarındaki bir mağaraya sığınırlar ve orada mucizevi bir uykuya dalarlar. Onları mağaraya kadar takip eden askerler mağaraya girdiklerinde hiçbir şey bulamaz tek buldukları şey dipsiz karanlıktır. Bunun üzerine askerler şaşkınlık içinde geri dönerler. Mağaranın girişindeki komutanları mağara girişinin taş ve harçla kapatılmasını emreder. Burada “Yedi Kâfir’in ölüme terkedildiklerini” bildiren bir levha bırakarak giderler.
Yedi Uyurlar’ın üzeri kapatıldıktan yaklaşık 200 veya 230 sene sonra mağaranın yer aldığı arsanın sahibi, işçileriyle birlikte mağara girişini açar ve Yedi Uyurlar ile karşılaşır. Yedi uyurlardan biri olan Lamblicus, şehre ekmek almaya gider ve Meryem oğlu İsa’nın adının şehirde serbestçe anıldığını fark eder. Decius (Dakyus) zamanından kalma paralarla alışveriş yapmaya çalışır. Piskoposun karşısına çıkarılırlar. Hikayelerini dinleyen piskopos, bunun bir mucize olduğunu dile getirir. Hristiyanlar tarafından kabul edilen hikâyedeki mağara, Selçuk ilçesindeki Efes antik şehrinin yakınlarındaki Panayır Dağı eteklerinde bulunmaktadır.
Ashâb-ı Kehf yada Yedi Uyurlar İsimleri
Bu hükümdarın adının rivâyetlerde birkaç varyasyonu bulunmaktadır. Bunlar; Takyanus, Dakyanus, Dikyanus, Dekyanus’tur. Ashâb-ı Kehf’in isimleri hakkında da rivâyetler muhteliftir.
İslamdaki isimleri şöyledir; Beyronis, Debernuş, Deymos, Kefeştetayyuş, Keştonis, Martonis, Mecsimilnina, Mekselmina, Mernuş, Mislina, Şazenuş, Temlika, Vaytonoskaluş, Yemliha.
Hıristiyanlıkta ise şöyleydir; Maximilian, Iamblicus, Martinian, John, Dionysius, Exacustodianus ve Antoninus’tu
Ashab-ı Kehf mağaraları Dünya’nın değişik ülkelerinde kendilerine atfedilen makam ve anlamları ile farklı dinlerden insanların inandığı ve ziyaret ettiği önemli inanç merkezleri heline gelmiştir. Dünya’da bu mağaraların kendi sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 kentin dördü Türkiye’dedir; Afşin, Selçuk (Efes), Lice ve Tarsus. Bunlardan hangisinin Yedi Uyurlar mağarası olduğu konusunda İslami ilim dünyasında bir fikir birliği yoktur.